31 Ekim 2010 Pazar

Brezilya efsanesi Garrincha


Sanırım Garrincha, futbol tarihinde alması gereken övgüyü ve saygınlığı alamayan futbolcuların başında gelir. Futbol hayatı boyunca sadece Botafogo ile Brezilya milli takımlarının formasını giyen Garrincha 581 maçta 232 gol atmıştır ve daha ilginç bir istatistiği ise; Brezilya milli takımıyla 60 maça çıkmış ve bunlarda takımı, 52 galibiyet, 7 beraberlik ve sadece bir mağlubiyet almıştır. Bu mağlubiyet de onun milli takıma veda maçı olmuştur. 1958, 1962 ve 1966 yıllarında dünya kupasında mücadele eden Brezilya takımını hatırlayan herkesin aklına ilk Pele’nin ismi gelir ama bakıldığında Brezilyanın altın çağını yaşadığı o dünya kupalarında takımın en önemli oyuncusu Garrincha'ydı. Belki de Pele’nin de olduğu o takımda durumu en iyi anlatılacak sözleri 1958 yılında final maçının 4. dakikasında yenilen golden sonra bir zamanlar Fenerbahçe’yi de çalıştıran Didi söylüyordu. Top elinde santraya yürürken ardından gelen arkadaşlarına "Sakin olun, topu Garrincha'ya verin " demişti. Fakat Garrincha sadece 13 yıl futbol oynayabildi. Saha dışındaki kuralsız ve âlemci yaşamı onun sadece 49 sene yaşamasına izin verdi. Fakat Garrincha hep akıllarda 50'li yılların sonundaki gibi Brezilya milli takımının sağ kanadındaki kabile reisi olarak kalacak…

Yazan : Samet Yılmaz

28 Ekim 2010 Perşembe

Maldini ( 1932 - ∞ )

Transfer dönemlerinde sürekli forma satışları üzerinden atılıp, tutulur. Birçok taraftar yeni transferin adını formasının arkasına yazdırır. Fakat o oyuncu bir sonraki sezon gidebilir, rakibe transfer olabilir ya da rezil performans sergileyip rakiplerce espri konusu olabilir. Bu formalar da sandığa, çöpe ya da yakılmaya bırakılır.
Milan taraftarı için formasının arkasına yazdırılacak bir isim varsa bu kesinlikle Ronaldinho, Robinho, Ibrahimovic değil, Maldini'dir. 
Paolo'nun oğlu henüz 14 yaşında... Bakalım ilerleyen senelerde babasının ve dedesinin yanına bir kupalı fotoğraf da o koyabilecek mi?

Şahsına Münhasır "Gazza"

Günümüzde sorunlu futbolcu kavramı fazlasıyla gündeme gelirken, güncelliğini yitirmiş olan Paul Gascoigne bu konuda ünvanını kimselere bırakmayacak bir futbolcu. O, en çok futbol hayatının son yılları ve daha sonrasında yaşadığı alkol ve uyuşturucu bağımlılığı ile tanınsa da, futbol hayatı da çok sakin geçen bir isim değil. Newcastle United, Totthenham Hotspur, Lazio, Glasgow Rangers, Middlesbrough, Everton gibi takımların formasını giyen Gazza futbol hayatının son yıllarında Çin Ligi yada İngilterenin alt liglerinde forma giydi. Ancak Çin liginde Gansu Tianma forması giyerken bile SARS virüsünü bahane edip, kontratını iptal ederek ABD takımlarından Boston United'a gitti. Takım otobüsünü çalıp kaza yapan, saha içinde "sert" pozisyonlara giren, çıplak olarak klüp binasında dolaşan, alkol alarak maçlara çıkan, teknik direktörü'yle kavga eden ve daha bir çok olayın içinde bulunan Gazza sorunlu futbolcu tanımı için biraz sıradışı bir isim.
Teknik direktörlük kariyeri de pek parlak olmayan Gazza daha sonraki yıllarını rehabilitasyon merkezlerinde ve adliyelerde yaşadı. Uyuşturucu kullanmaktan, kavgalara karışmaktan, kapalı bir bara girmeye çalışmaktan ve daha bir çok suçtan yargılanan yıldız artık hayata tutunmaya çalışmakta ve eski parlak günlerini çok geride bırakmaktaydı. İngiltere Milli formasını 57 kez giyen, İtalyan ekibi Lazio'ya transfer olduğu sene İngiltere'de İtalya Serie A liginin yayınlanmaya başladığını düşünürsek, bir yıldız olması gerekenden çok daha hazin bir sonla karşı karşıya olduğunu görebiliriz. 

Yakın zamanlarda alkollü araba kullanmaktan ve uyuşturucu bulundurmaktan tutuklananan Gazza, en son olarak bir otel odasında alkol zehirlenmesi yaşamış ve hastaneye kaldırılmıştır. Olayın tanıklarından biri ise Gazza'nın bir pub'den çıktıktan sonra bir taksi çağırdığını taksiciden £20 borç alarak marketten içki aldığını söylemiştir. Hakemin düşen kartını maç içinde yeri geldiğinde hakeme gösteren Gascoigne, hayata karşı da bu kadar cesur olunca akıllarda geri kalan hayatı için büyük şüpheler uyandırmaktadır. Ancak gerek futbol sanatıyla, gerekse haşarı tavırlarıyla hep akıllarda olacaktır.

Yazan: Can Alp

27 Ekim 2010 Çarşamba

Hami topun başında...

Bir Trabzonspor-Beşiktaş maçı... Trabzonspor frikik kullanıyor. Topun başında doğal olarak Hami Mandıralı var. Barajda ise tam 10 Beşiktaş'lı. Diğer Beşiktaş'lı ise haliyle kalede... 
Hami'yi ben her zaman Avni Aker'de o sezonun Uefa Kupası şampiyonu olacak olan Schalke 04 maçıyla hatırlarım. İlk maç Almanya'da 1-0 bitmiş, rövanşta ise 2-0 geriye düştüğü maçta Hami'nin iki ve adını hatırlamadığım diğer oyuncunun golüyle 3-2 öne geçen, fakat sonra yediği golle 3-3 biten maç sonrası elenen takım Trabzonspor olmuştu.

Maradona & Messi

      








İki fotoğraf arasında formalar ve futbol topunun rengi dışında pek fark yok gibi...

Cantona affetmez


The Independent onun için; "Şair Rimbaud gibi şiir okuyor, Rambo gibi tekme atıyor!" diye yazmıştı. Diğer topçular gibi rock ya da pop değil, ortaçağ müziğine müptelaydı, boş zamanlarında soyut resim çalışıyordu, yine aynı tarihlerde Mutluluk Çayırdadır adlı filmde rol kesti, Michael Brown'un yaptığı tabloda İsa olarak tasvir edildi, bir aralar Tenesse Williams'ın ünlü İhtiras Tramvayı'nın haklarını satın almaya kalkıştı, en büyük hayalinin Marlon Brando'nun oynadığı bir film prodüksiyonu yapabilmek olduğunu söyledi. Bazen ağır konuştu büyük usta; "Sanatçı karanlık bir odayı aydınlatan ışıktır benim gözümde. Dünya Kupası finalinde Pele'nin pasıyla Rimbaud'nun şiirleri arasında bir fark yoktur benim için!" -Hakan Dilek'in bir yazısından kısaca Eric Daniel Pierre Cantona...

Unutmadan bu da Cantona'dan gelsin; "Ben belli bir takıma karşı oynamam, ben yenilme olayına karşı oynarım.” 

Barcelona & Mourinho

Barcelona ve Mourinho'yu şu sıralar yanyana kullanmak pek hayırlı olmaz. Ama Mourinho geçmişte, Barcelona yedek kulübesinin koltuklarını defalarca aşındırmış. Bir zamanlar yanında takıldığı Van Gaal sevdiği bir kaç teknik direktörden biri. Van Gaal, bu fotoğrafta kulübenin reisi olarak yer alıyor her zamanki not defteriyle...
Fotoğrafta küçük bir detay daha var. O da sağdan üçüncü kişi... Pep...

"Shankly lives forever."


Liverpool efsanesidir Bill Shankly. Liverpool'u Liverpool yapan isimlerin başında gelir. Her ne kadar şu günlerde Premier Lig'te düşme hattında da olsa diğer takımlardan her zaman farklıdır Liverpool. 
Bu Liverpool efsanesi aynı zamanda sosyalist duruşuyla da taraftarların gönlünde ayrı bir yer edinmiştir; "Sosyalizm bence kollektiflik, beraberce çalışmaktır. Bu, hayatta da böyle, futbolda da..." 

Roberto Baggio " Il Divin Codino"

Çoğumuz onu 1994'te kaçırdığı efsane penaltıyla hatırlar. Ancak Baggio futbolun bu acımasız anıyla hatırlarda kalmayı hiç haketmemiştir. Üstelik Baggio penaltıyı kaçırmamış olsa bile bir sonraki penaltıyı Brezilya gol yapsa yine şampiyon olacaktı... 
Çevirdiği bir reklam filminde Baggio'nun sözleri efsanedir; "94'te bir hata yaptım ve ülkem kaybetti. O penaltıyı 4 yıl boyunca her gün kaçırdım. 4 yıl sonra başka bir penaltıyı kullanmayı seçtim. İzleyen kaç insan o penaltıyı atacağıma inanıyordu hiçbir zaman bilemeyeceğim fakat önemli olan şu ki ben inanıyordum. Geçmişin hataları geleceğin tecrübeleridir. Yola devam." 
Efsaneden gelsin yine ; "Penaltıyı sadece onu atmayı düşünen cesurlar kaçırır."